Oyuncu Lee Jong-Suk soğuk havanın ortasında çekimler sırasında samimi sohbetiyle içimizi ısıtacak bir ara verdi. O kışı geçirmiş gibi görünüyordu.
S1: Ne yapıyorsun?
C: Ah, ne mi yapıyorum? KeeKekeke(gülme sesi), çok meşgulüm ve film çekimlerine hazırlanıyorum.
S2: İlk çekimler başladı, ilk etapta kötü adamı oynayacaksın ve bu çok sıcak bir konu olacak. Ne tür bir rol bu?
C: Tıpkı sizin söylediğiniz gibi, bu, herhangi bir sebep olmaksızın kesinlikle kötü olan tamamen kötü bir adam hakkında olan bir rol. Genel olarak bazı hikayeler ayarlarlandıklarında, karakterin duygusu hikayenin çizgisi dahilinde değişebilir. Ama benim rolüm öyle değil. Geçmişte tanıdık olduğumuz psikopatlar gibi de değil. Dolayısıyla bu beni çok zorluyor.
S3: "I Saw The Devil"deki Choi Min Shik veya "The Chaser"daki Ha Jung-Woo"nun karekterleri gibi mi?
C:Yönetmen bu 2 filmdeki karkaterlerden bahsetti ancak benim karakterimin daha farklı olduğunu ve şimdiye kadar böylesine kötü karakter bulunamadığını söyledi.
S4: Jang Yu-Jin'in"The Prayer of the Clock" unu hiç okudunuz mu? O kitap mutlak kötülükten bahsediyor.
C:Bu kitabı bana tavsiye eden 3 kişi vardı. . Bir bölüm okudum ve onu analiz etmek için derinlemesine ilerleyeceğim.
Rol olarak, geçmişteki karakterlerimle bir maç yaparak farklı yeni bir beni yaratmaya çalıştım. Yer aldığım ve oynadığım roller çoğunlukla hızlı tempolu hikayelerdi, bu yüzden bu sefer yeni bir karakter yaratırken dahi içim çok doğal bir şekilde oyuna girdi.
S5: "Kötülük" kavramı hakkında ne düşünüyorsunuz acaba? İnsanın doğal olarak iyi veya kötü olduğuna inanıyor musunuz? C: İnsan..ha (gülüşüyor) .. insan?
S6: Kafanız mı karıştı ?
C: İnsanlar temelde her iki doğada da doğarlar. Fakat ben onların doğaları gereği kötü olduklarını sanmıyorum. İyi, bir atkı gibi bedeninizin derisiyle aynıdır ve bazı insanların iyi veya kötülükten bahsettikleri hikayeleri duymuştum, bunun nedeni iyi ve kötünün kalınlığından kaynaklanır mı? Eğer iyi bir tabaka çok ince ise tabii ki kendi kötülüğünü elbette açığa çıkaracaktır. Ayrıca, iyi ve kötülük, koruma, ses ve dillerden dd değerlendirilebilir.
S7: Daha önceki röportajınızı okudum ve oyunculuk tarzınız olarak "içimden gelerek oynuyorum" dediniz. Uzun bir süre genç bir oyuncudan böyle bir yanıt almadık. Fakat bu kez içsel benliğinizin ne ifade ettiğini merak ediyorum?
C: Rol olarak, geçmiş karakterlerimle bir maç yaptım ve farklı yeni bir beni yaratmaya çalıştım. Yer aldığım ve oynadığım roller çoğunlukla hızlı tempolu hikayeler olduğu için yeni bir karakter yaratırken dahi içim çok doğal bir şekilde oyuna girdi. Bu sefer tamamen farklı; Bu rolü için Kim Ui-Seong senbae ile ilgili endişelerim hakkında konuşmuştum ve "Nasıl oynarsan oyna hala Lee Jong-Suk olacaksın, bu yüzden fazla sorumluluk taşımana gerek yok. Oyunculuk yeteneklerin iyi yapmaya yeterli olacaktır. " dedi.
S8: Bu zorluklardan kazanç ve kayıpların nelerdir?
C: Ben bir erkek olsam da, yine de daha çok erkeksi olmayı arzuluyorum. Ancak, insanlar daha narin güzelliklere ait olduğumu söylüyor. Bunu söylediğim için üzgünüm, hahaha(gülerek). Noir filmi deneyebilir miyim? Benim hep böyle birşeylerim var. Denemek istediğime dair küçük bir umudum olsa bile yine de TV dizilerinin çekimi sırasında böyle bir olasılığın düşüncesine sahip olduğumu fark ettim, Ancak yine de iyi oynayabilir miyim diye endişeleniyorum.
S9: Daha önceki röportajınızda "Korku, Yalnızlık ve "Korkularınız" hakkında bahsettiniz, ancak hiç söylediğiniz şeylerdeki gibi görünmüyorsunuz. Çünkü genelde insanlar korktukları şeylerle asıl kendi zayıflıklıklarını gizlerler.
C: Nasıl korkabilirim? Zayıf yönlerimi itiraf etmeyi tercih ederim ve bunu iyileştirirsem başkalarından iltifat alırım. Kendi zayıflıklarını ifşa etmek aslında kendimi ileriye doğru itiyor, bu da bir kararlılık duygusu. Bu yüzden yeterince iyi olmazsam düzeltilmemi isteyeceğim.
S10: TV dizi çekimlerinden önce bir buçuk yıl ara verdiniz, gizemli bir perdenin arkasına saklanıyor olabilir misiniz?
C: Aslında gerçekten hiçbir şey yapmadım. Ancak bir sürü arkadaşımı, eski arkadaşlarımı ziyaret ettim.
S11: O arkadaşlarınız kimler?
C: İlkokul, ortaokul ve liseden arkadaşlarım. Birlikte çok konuştuk ve çoğunlukla o ların hayatlarını dinledim. Askerliklerini, işe girmelerini veya işyerlerinde ki işleriyle ilgili konuşmalarınu dinledim. Benim durumum onlardan tamamen farklı, esneğim ve çalışma ortamım her zaman değişiyor. Ancak onların hikayeleri "9'dan 6'ya" kadar. Onları dinlemek bebim açımdan çok ilginç oldu.
S12: Geçen yılda hiç seyahat ettiniz mi?
C: Hayır. Eğer ilginç bir şey yoksa, seyahat etmek benim için zahmetli bir şey değil, evde kalmak en iyi tercihim. Geçen sene çoğunlukla arkadaşlarımla buluştum.
S13: Sohbet etmekten çok hoşlanıyormuşsunuz gibi görünüyor?
C: Evet. Duygularım hakkında "Beni rahatsız eden şeyler" gibi şeyleri konuşurum belki insanlar anlamayacaklar ve "yine de çok para kazanıyor" diye düşünebilirler. Ama eski dostlarım hep beni dinler ve bu yüzden biz çok uzun konuşuruz.
S14: Bir zamanlar, Duruşlarınızda yetersizlik, aşağılık ve takıntı duygusu yaşamaya başladığınız gibi düşüncelerinizin olduğunu okumuştum, bunu nasıl yendiniz? Hakkınızda daha fazla şey öğrenmek istiyorum.
C: Dürüst olmak gerekirse, bu düşünceleri bırakmak kolay değildi, mola sıralarında bile düşünürüm.Ama oyunculuk becerimden endişeli olduğum için çalışmalarım bittikten sonra ardından işime devam ederek kendimi meşgul ettim. Bunu yapmak biraz delice gibi görünüyor. Ama oldukça iyi olduğunu söylemek isterim, şu andaki gibi, oyunculuktan hala korkuyorum, hala biraz tereddütlüyüm.
S15: İşlerden bunaldığında, kendinizi işten ayırıp hayatına döneceğin zaman ne yapmak istiyorsun?
C: Bir öğrenciyken "oyuncu olmasaydım ne yapacağım?" sorusuna cevabım "kafe sahibi" olmakdı.
S16: Bir çok şeyi denemek istediğinizi ve bunu anlamlandırmak istediğinizi duydum, bu nedir?
C: Ara sıra kendime "Oyunculuk dışında ne yapabilirim, yapabileceğim bir şey var mı, Gerçekten ne yapabilirim?" diye sorarım. Bundan dolayı arkadaşlarımı topladım ve giysiler hazırladık. Bir tasarımcıyla aynı şeyi yapamayız elbet ama kendi başımıza yapılan bir takım giyim eşyaları tasarlamaya çalıştık, yapım sürecine de bir şekilde katılabildim ve bu gerçekten ilginç ve bir işbirliği projesi olarak da iyi oldu.
S17: Giysilerinizde ki "Hug and Kiss" fikrinin siz ait olduğunu duymuştum,bunda insanlara hangi mesajı vermeye çalışıyorsunuz?
C: Bu, insanların genellikle birini rahatlatmak veya rahatlamak için yaptıkları bir eylemdir.Birilerinin gelmesini istemek için kollarını açarsınız. İlk versiyonu "Hadi bana sarıl" şeklindeydi ama çok uzun sürdüğü için yaygın olarak "Sarılmak" ve "Öpücük" kelimelerimi kullanmaya karar verdim. Sevenler için veya herhangi bir ilişkide kabul edilmelidir.
S18: Sizin de bazı sarılmalara öpücüklere ihtiyacınız var mı?
C: Tabii ki, rahatlamak için öpücük ve sarılmaya ihtiyacım var. Yoon Jong-Shin, Kwak Jin-Eon ve Kim Feel'in söylediği "Yorulanlar" adlı bir şarkı var. Bu şarkının içindeki şarkı sözleri şöyle devam ediyor, "Birisi bir şeyler söylese kabul eder ve vazgeçerim sanırım. Birisi beni rahatlatırsa, iyi yapacağım diyerek ağlamaya başlayacağım " Bu şarkıyı her duyduğumda rahatlarım ve de üzülürüm.
S19: Öpmek ve sarılmak istediğin kişi kim?
C: Ummm, annem.
Çeviri:KYelfnr