Arama yapmak için tıklayınız

29 Ekim 2017 Pazar

Ekim Ayı Film Oyuncuları Marka İtibar Sıralaması Ortaya Çıktı


28 Ekim'de, Kore İş Araştırma Enstitüsü, film oyuncuları arasından Ekim Ayı marka itibar sıralamalarını açıkladı.

Ma Dong Seok, "The Outlaws" adlı filminin başarıya ulaşması onu takiben yeni filmi "Brother"ın Kasım ayında yayınlamasından önce beş milyona ulaşarak listenin başında yer aldı. Ma Dong Seok'un, bu başarısı kendisinin "cool," komik "ve" şaşırtıcı ",kelimeleriyle analiz ederek toplamda %76.41 olumlu oy aldı.

Lee Jong Suk ikinci sırada, Gong Yoo ise üçüncü sırada yer aldı. Film oyuncuları için marka itibar sıralamalarını, tüketim, tüketim kalıplarını analiz ederken ise katılım endeksi, medya endeksi, iletişim dizini ve topluluk endeksi etkilemektedir.

İşte en iyi 25 sıralama aşağıda listelenmiştir:
1. Ma Dong Seok
2. Lee Jong Suk
3. Gong Yoo
4. Moon Geun Young
5. Yoon Kye Sang
6. Kim Soo Hyun
7. Lee Byung Hun
8. Choi Hee Seo
9. Jo Jin Woong
10. Yoo Ji Tae
11. Lee Je Hoon
12. Song Seung Heon
13. Ryu Jun Yeol
14. Park Sung Woong
15. Kim Sung Kyoon
16. Choi Min Sik
17. Song Joong Ki
18. Park Seo Joon
19. Son Ye Jin
20. Hyun Bin
21. Jang Dong Gun
22. Song Kang Ho
23. Lee Jung Hyun
24. Kim Hye Soo
25. Kim Yun Seok

Çeviri:KYelfnr
Kaynak:https://www.soompi.com/2017/10/27/october-movie-actor-brand-reputation-rankings-revealed/

27 Ekim 2017 Cuma

LEE JONG SUK ESQUIRE 2017 KASIM AYI RÖPORTAJI


ÇOK GÜRÜLTÜLÜ YALNIZLIK

Doğru düzgün dinlenmesi bile yok. Başrolde oynadığı tüm TV dizileri başarılıydı ve film sektöründe de açıkça güzel eğilimlerde bulundu. Ancak, dünyanın herhangi bir yerinde nadir bulunan bir yıldız olarak, aktör durmaksızın yorgunluğundan ve yalnızlıktan bahsetti - Lee Jongsuk'la öğlen 3'deki görüşmenin bir kaydı. S: Lee Jongsuk şimdi tahminlerimizi aşan bir aktör haline geldi. Aslında bizi en çok şaşırtan şey, Lee Jongsuk'un hayallerini başarabilmiş olması.
C:Esasen, şu anda veya o zamanlarda gelecek ile ilgili çok şey düşünüyorum. Şu andaki ve gelecekteki istikametim hakkında. Lee Jong Suk denilen bu benlik de.. Bir çok çalışmalarının incelemesi yapıldı. Her gün Lee Jong Suk ile ilgili pek çok yansıması yapılır. Lee Jong Suk'un kendisi olarak adlandırılan kişiye gelince, bir adım geriden daha dikkatle bakmaya çalışın.


S: Bir aktör olarak. Ayrıca da normal bir insan olarak mı?
C: Röportaj yapılırken bu tür sorular sıkça soruluyor değil mi? Kendimin güçlü olan veya benim güçlü olmasını istediğim noktalarım hakkında. Elbette, pek çok zayıflıktan bahsedebilirim, ancak güçlü noktalarım hakkında konuşmak için uzun süre düşünmeye ihtiyacım var.
S: Peki, keşfedebildiniz bari?

C: Evet ... Beynim iyi görünüyor. S: Yönetmen Park Hoonjeong, akıllı olmanın Lee Jongsuk'un avantajının olduğunu söyledi. Çok akıllı bir aktör olduğundan neredeyse kesin duyguları verebiliyorsunuz.
C: Her zaman değil, Düşmanın çizgilerine, ritimlerine, ifadelerine ve desibellerine göre anlık tepki vermek için hayvan duyusu diye bir şeye sahip olmak gerekmez mi? Ben o tür oyuncu değilim. Analizlere göre hareket edersek süper akademik biriyimdir. Karakterler aslında sadece duyguları izleyerek sergilenmelidir, ancak benim dışarıda peşinde koştuğum bölüm çok fazlaydı...(düzgün oynayabilmek için pek çok bölüm izlediğinden bahsediyor.) S: Kıdemli oyuncu Kİm Myeong min'le oynadıktan sonra farklı hislerin olmuştur, çünkü gerçekte izleyenleri fethetmek için oyunculuk becerilerini iyi kullanan biri o.
C: Sunbae gerçekten tek bir süre için hiçbir zaman senaryodaki sözlerini kaydırmadı ya da unutmadı. Oyunculuk döneminde karakteri canlı kılmak için çok çaba harcadım pek çok oyunculuk tekniği denememi istedi, bu nedenle kıdemlilerin söylediği gibi yaptım. "Sunbae, burada nasıl daha iyi hareket edeceğimi bilmiyorum? "gibi bir çok soru sordum.


S: Gerçekten nasıl yapacağını bilmediğin için mi sordun?
C: Evet. Çünkü dizilerin duygularına aşina olduğum için bazen oyunculuk çok stereotipik (klişe gibi bir anlamı var) olurdu. Ayrıca ımm, falanca ifadeyi kullanmak şu andaki durumu göstermek için yeterli olurdu gibi hissedebilirdim. Ama öylece dursun istemiyorum. Sadece stereotipimden sıyrılmanın bir yoluna ihtiyacım vardı. Cevabı bulamadım, bu yüzden ona gittim ve ona danıştım. S: En derin izlenimin ne oldu sana verdiği talimatlar arasından?
C: Dikkatle konuşan biri olması. Bu oyun,duygusal patlamayı gerektiriyordu. Ancak bu şekilde davranmak biraz abartılı olurdu ve gücününün yetmeyeceğinin görülebileceği zamanlarda "Ne yapmalıyım? "türünden sorularla ona gidince, Sunbae'm" Böyle bir his yok mu, biliyor musunuz, böyle olmamalı, bu noktada böyle kaslar kullanmak duyguları daha fazla yoğun hale getirecektir " gibi, bunlar çok pratik cevaplar veriyordu. S: Bu film, "While You Were Sleeping"den daha önce mi bitti? Bu iki karakter tamamen farklı tarzdaydı
C: "While You were Sleeping"in başında çok şaşırdım. Profilimde bazı değişiklikler yapmak için çok uğraştım, ancak öyle orijinal görüntüye daha yakın olduğuma karar verdim. S: Fakat bazı noktalarda bu, oyunculuk sıkıntısını gidermektedir. Ve şu an eskisinden daha rahat hissediyorsun değil mi?
C: Hala stresli hissediyorum. Yazar Park Hye Ryun ile üçüncü işbirliğimiz. Yazar Park'ın hayranı olarak, oyunlarını çok seviyorum. Bununla birlikte, bugüne kıyasla farklı bir rol oynamalıyım. Aynı yazarın dramına ve geçmişe benzer rol verme rolü, yazara saygısızlık gibi geldi. Bununla birlikte, filmi alma sürecim aslında ilginçti. Tamamıyla önceden üretilmiş bir dizide oynamak benim için ilk kez oluyor. Geçmişte, izleyicilerin karşısındaki tepkisini temel alarak ayarlamalar yapabilir ve bir sonraki bölümde zayıf noktalarımı iyileştirebilirdim. Ancak, benim için tek seferde çekimleri bitirip kenara çekilmek biraz yabancı geldi. Tıpkı başkalarının TV Dizilerini izlemek gibiydi.


S: Gerçekten çok ince bir düşünce, kendinizle ve duygularınızla gerçekçi bir şekilde konuşan bir kişisiniz.
C: Sanırım her bir iş beni büyütüyor. Yalnızca oyunculuk becerilerimi değil, aynı zamanda bir şahıs olarak benim davranışlarımı çok kârlı hale getirdiklerini düşünüyorum. Kendini başkalarıyla karşılaştırmaya başlamak, fakirlikle sonuçlanır .Astlarımdan dolayı uyarılırdım ve her periyotta bu böyle geçti. Ne zaman sorulduğun da her zaman böyle oldu. Nedenini gerçekten bilmediğimi sanıyordum. Ancak güçlü hissetmek için elimden geleni yapmak istiyorum, yüzümü kaybetmek istemiyorum.


S: “Daha belirgin yüz hatları olan aktörler mükemmel yaşlanacaklar ama benim yüzüm öyle değil.” demiştin. Hala aynı mı düşünüyorsun ?

C: Evet bu düşüncem hiç değişmedi. Birisi oynamadan yan profilinden bile baskı hissedilebilir mi? Örneğin Kim Myung Min sunbaenin ağzında sigarayı tutarken birine küfür ettiği sahne vardı. Ben de  yapabilirim ama aynı hissi verir mi? Benim makineleşmiş oyunculuğum var ve sınırları aşmak için bazı oyunculuk yeteneklerini kullanmam gerek. Ancak ne yazık ki oyunculuğum yeterli değil.

S: Aktörün oyunculuk yeteneği doğrudan ve dolaylı tecrübelerden gelir, çıkışınızdan sonra dinlenmeye zamanınız olmadı, değil mi? Böyle zamandan mutlu oldunuz mu?

C: Tabiki

S: Ancak geçmişe baktığımızda bitkin görünüyordunuz.

C:  Şu zamana kadar TV aracılığıyla, diğer TV dizileriyle, sunbaelerin oyunculuk ve drama dünyasına bakarak, bu duygularla dolaylı bir deneyim kazanıyorum. Şimdiye kadar bu duygulara dayanarak oynadım. Şimdi 20’li yaşların sonunda olarak bir çok benzer şey yaşadım ama aslında Lee Jong Suk’un çok fazla deneyimi yok.

S: Oyunculuğunun yeterli olmadığında ne hissederdin?

C: Şu ana kadar biriktirdiğim değerli birikmiş deneyimlerimin kaybolduğunu düşünebilirdim. Bu nedenle son zamanlarda Lee Jong Suk’un kendisi olarak bazı küçük deneyimleri göz önünde bulunduruyorum. Aktör olarak değil Lee Jong Suk olarak kendimi hiç düşünmedim sanırım
.
S: Seyahate çıktın değil mi? Bu sefer “Esquire”  YSL ile birlikte Paris’e geldin.

C: YSL (Yves Saint Laurent) moda şovuna katıldıktan sonra annem, erkek kardeşim ve kız kardeşimle Luzern ve Roma’ya gittim. Arabalar ya da rehberler yoktu sadece gezi broşürleri vardı.  İlk defa böyle bir gezi deneyimim oldu. Yorucu olmasına rağmen çok fazla yürüdüm bu his çok güzeldi. Küçük erkek kardeşim ve kız kardeşim benimle bir daha asla seyahat etmeyeceklerini söyledi.

S: Neden?

C:  Vatikan ya da Asya’dan bazı yerlerde insanlar beni fark edebiliyor. Bu ailemi rahatsız ediyor. Beni fark ettikten sonra fotoğraf çekilmek istiyorlar bu yüzden ailem yanımda stres oluyor.



S: Paris hakkında ne düşünüyorsun?

C: Bir şey kesin ki önceden modeldim ve onlar Koreli modellerin doğrusu daha iyi yürüdüklerini söylediler. Ama aynı zamanda bir çok kısa model de bulunuyordu. YSL’in tasarımcılarının değişmesiyle hisler de biraz değişti. Her zaman YSL’i sevmişimdir ve bu sefer kedi yürüyüşü gösterisi özellikle Eyfel Kulesi arka planı gerçekten harikaydı.

S: Bu aynı zamanda arkadaşlarınla da ilk seyahatindi değil mi?

C: Ah, Jung Hae In ve Shin Jae Ha ile beraber Japonya’ya gittim. Bu nedenle “While You Were Sleeping” dizisinin çekimlerini bitirdikten sonra çok fazla deneyim yaşadım. Aslında seyahat etmeyi seven biri değilim. Otele gittiğimde bile takılmaya dışarı çıkmış gibi hissediyorum bunu güzel buluyorum sonuç olarak da otelde kalıyorum.  Ancak seyahat bu sefer Japonya’da ünlü tüm yerleri dolaşmaktı ve oradaki yemekler güzeldi vs

S: Japonya’da fanlarınla karşılaştın mı?

Bu biraz tuhaftı. Eğer yanımda olsalar şaşırabilirdim ve baskı oluşurdu.

S: Lee Jong Suk bundan zevk alıyor mu?

C: Sanırım bu katlanmam gereken bir şey.

S: Bu ikna edici. Oyunculuk sadece açık görüşle başarılı olabilir.

C: Bu farklı kişisel yönelmelere göre farklı olacaktır. Utangaç olduğum için çok fazla dışarı çıkmazdım ama şimdi gezmeye çalışıyorum. Buna adapte olma safhası diyebilir miyiz?



S: Eğer Lee Jong Suk’u bir tren olarak düşünürsek şuan ki durağından memnun musun?
C: Bu soyut bir soru.

S: Her durakta durmana rağmen sadece  saniye duruyor gibi gözüküyorsun. Yayınların içindekiler de acele ediyor “ İnen yolcular hızlı olmalı ve binen yolcuların da hızlı olması gerekiyor!” Eğer yolunu değiştirirsen belki başka bir manzara çıkar. Sadece yolunu yavaşlatıyormuş gibi

C: Evet benim de şu an tam olarak düşündüğüm bu

S: Ancak yavaşlaması kolay değil. Nakliye treninin kendi hızında anıları olacaktır.


A:  Endişeliyim.  Dürüst olmak gerekirse şu sıralar en çok kahve dükkanım ( Sinsa-dong’da 89 Mansion)  ile ilgileniyorum. Tüm aklım orada. Bu yeni ve ilginç. Bu kadar çok bira çeşidinin olduğunu bilmiyordum ve sadece yolcuların geçerken içinde dinlenebileceği ve aynı zamanda eğlenebileceği bir mekan yapmak istedim. Haberler kafe açılmadan önce yayıldı ve fanlar ortaya çıkmaya başladı. Ah,bu işe yaramayacak”  Diye düşündüm

S: İnternette araştırdığımızda Lee Jong Suk’un kafesini bulabiliyoruz.

LJS: Bir anlamı yoktu ama kafe açılmadan 2-3 hafta önce insanların haberdar olmasını istemedim. Çaylakken arkadaşlarımla buluşmak ve sıradan bir hayat sürmek adına, gözlerden uzak, kendime ait  bir kafemin olmasının hayalini kuruyordum.  Ama nedense bu hayalimi gerçekleştirmem zorlaştıkça kafam da karışmaya başlamıştı.


S: Hayranların senin için ne ifade ediyor?

LJS: Benim için çok anlam ifade ediyorlar. Onlardan asla geri alamayacağım bir şeye sahipler.

S: Çok kısa zaman önce bir fan buluşması düzenledin.

LJS: Belirlediğimiz bir yerde hayranlarımla buluştum, onların desteklerini ve sevgilerini iliğime kadar hissettim. Bu sefer, buluşmamızın başında onlara şarkı söyledim ve söylerken ağlayacağımı hissettim. Onlarla kafede buluşmamız daha farklı bir şey. Çok yakın bir zamanda Çinli bir hayran geldi ve beni gördükten sonra sessizleşip kamerasını çıkardı ve bu gayet anlaşılabilir bir durumdu. Ama kafeye gelenler arasında Lee Jong Suk’u sevenler olduğu gibi sevmeyenler de var ve bu durum, Lee Jong Suk’u sevmeyen müşterilerin canını sıkabilir. Bu durum, beni biraz endişelendiriyor.  Hayranlarım kafedeyken ortalıkta gözükmemem daha iyi olur bence. Ne yapmalıyım?



S: Hayalleri olan bir adam, hayallerini kovalarken bazı gerçeklerden taviz verir  ve bu durum her zaman çelişkiyi beraberinde getirir.  Örneğin, çalışırken roman yazan bir adam yaptığı işin ona güvence vermesini ister ama bu sefer de asıl isteğinden mahrum kalır. Bunun sonucunda geri kalan hayatını hep endişe içerisinde geçirir. Oturup düşündüğünde, geçmişte kurduğun hayaller gözünün önünde yanıp sönüyor mu? Sende, bir tarafını yaşatırken diğer tarafını kaybediyor musun?

LJS: Bunu gerçekten çok güzel ifade ettin. Bunun gibi birçok şeyim var. Çok klişe olacak ama para ve ünüme karşılık özgürlüğümü kaybediyorum. Neyi kaybettiğimi sorarsan, gençliğim diyebilirim. Bir takım çalışmasında yer almayı tecrübe edemedim, neredeyse 30’uma gelmeme rağmen görücü usulü bir randevuya çıkamadım mesela. Bu seyahatimde, küçük erkek kardeşim ve kız kardeşim Google’da bir iki araştırma yapıp Uber taksiyi çağırdılar ve anında dışarıya çıktılar. “Bunu nasıl yaptınız?”, “Gerçekten inanılmazsınız” diyerek onları övdüm. Halbuki inanılmaz bir şey yoktu ortada.

S: Peki, Lee Jong Suk bir aktör olmasaydı, gençliği nasıl geçiyor olurdu?

LJS: Birkaç gün önce, İsviçre’den İtalya’ya uçakla giderken bir saat boyunca bu sorun üzerine düşündüm. Lee Jong Suk, şu an gördüğümüz kişi olmasaydı, muhtemelen oyuncu olma hayali kuran bir öğrenci olacaktı. O zamanlar kurduğum hayallerime minnettarım. 21 yaşımda çıkış yaptığımda ve oyunculuk üzerine yoğunlaştığımda, “sıkı çalıştığım sürece başarılı olabilirim” diye düşünmeseydim belki de şu an oyuncu olma hayaliyle yanıp tutuşan ama herhangi bir temeli olmayan biri olacaktım.

S: Çoğu insan, gençliğin  zayıf ve sınır tanımayan bir dönem olduğunu düşünüyor, ama böyle düşünmeyenler de mevcut. 20li yaşlarına gidelim mi desem, ne dersin?

C: Sanırım reddederim. Mal mülk ile ilgili soruların içi boş aslında. Ancak emin olduğum tek şey, şu sıralar hayatımın eğlenceli geçiyor olması.


S: Şarap içmende bir sakınca yok. Yorgun musun?

LJS: Ne söyleyeceğimi bilemiyorum. 30’unu aştığında bilinmeyene doğru yol alıyor gibisin.  “30’una yaklaştın” cümlesini duyduğumda hüzünleniyorum. Aslında bir fark olmadığını biliyorum. 30’una girmek nasıl bir duygu?

S: Gittikçe hassaslaşıyorum. Geçmişe dönüp baktığımda zamanımın hep sıkıştırılmış olduğunu hissediyorum ve bu sanki  bir yıl ya da bir ay önce olmuş gibi geliyor bana.

LJS: Son zamanlarda kafam net. Dizim yayınlanıyor ve geleceğim hakkında daha çok düşünmeye ihtiyacım var. Uyumak istesem bile uyuyamıyorum. “Son zamanlarda nelerle meşgulüm” diye düşünüyorum ama aklıma bir şey gelmiyor. Sadece yorgunum. Bir şeyler hakkında endişeli gibiyim ama ortada endişe edilecek bir durum yok. Son zamanlarda gecelerim böyle geçiyor. Eve geldiğimde yemek masasına oturup, düşüncelere dalıyorum.

S: Bir sabah annen tarafından korkutuldun.

LJS: Sabah 7 civarı mutfakta su içiyordum. Annem geldi ve beni korkuttu. Haha, son zamanlarda böyleyim. Ancak mutlu ve minnettar hissediyorum.


S: Televizyon izlerken oyunculuğunu geliştiriyor musun?

LJS: Artık alışkanlık oldu. Son zamanlarda canlı yayınları izliyorum sonra başa sarıp tekrar izleyip öyle uyuyorum. Kendi  oynadığım dizileri izlerken kafam sorularla doluyor. Normal, sakin hayatıma dönmek istiyorum. “Tempature of Love” dizisini izlemek istiyorum ama kendimi biraz kısıtlıyorum.

S: Neden?

LJS: Hiç duygusal sahne olmamasına rağmen 1. bölümü izlerken ağladım. “Ah bunu izleyemem, tüm bölümler gelince izlerim” deyip kapattım.  Acaba son zamanlarda çok yalnız olduğumdan dolayı mı böyleyim?

S: Yorgunluğunun ve bıkkınlığının üstünden kendin gelebilirsin ama yalnızlığın...

LJS: Aslında ‘yalnız’ hissediyorum. Anneme birçok sefer; “Anne, yalnız hissediyorum. Gerçekten çok çok yalnız hissediyorum. Evlilik bunu çözer mi? ” diye sordum.


S:Yoon Kyun Sang yapayalnız olan Lee Jong Suk için gerçekten iyi bir kardeş,Three Meals A Day'i izledikten sonraki düşüncelerim bu şekilde
.
C:Evet,o gerçekten kibar birisi.

S: Peki yalnızlığınla ilgili ne dersin?

C:Yoon Kyun Sang benim için çözemiyor.


S:Seni rahatsız ediyor ve yinede çekimi bitirip tekrar izlediğinde ne yapacağını bilmiyorsun.

C:Evet,kendimi geliştirmeliyim çünkü mükemmel değilim.Her gün yalnız hissediyorum ve mutsuzum.Mükemmel olmak istiyorum ama yapamıyorum. Mükemmel bir aktörle tanıştığımda deli oluyor,hayranlık duyuyor ve kıskanıyorum.

S:Yakın zamanda sana benzeyen  aktör kim?

C:Özellikle aktör Jung Haein'i beğeniyorum ve o çok yakışıklı. Gerçekten yakışıklı. Her gün ona "Hadi yüzümüzü değiştirelim mi? " diye söylüyordum. Onun Gyungsang ile  ortak yanı var. İkiside benden sadece  bir yaş büyük. Ama aslında onlar ağabey olduklarını düşünüyorlar. Oyunculukta onların üstü olsamda, kıdemli hayata geldiğinde o daha çok konuşur ve ben küçük kardeş gibi olurum. Gerçekten nasıl daha iyi rol yapacağım konusunda kafam çok karışık.Üstlerim hep rol yapmanın gittikçe daha da zorlaşacağını söylediler.Bu cümleyi şimdi daha iyi anlıyorum. Kendime karşı çok sessizim.Kelimelerim bu röportaj için işe yararmı?

S: Tabikide.

C: Aktör Lee Jong Suk'la karşılaştırarak, Ben kendi ropörtajımı yapan Lee Jong Suk'um. Bu Beni şaşırttı. "Evet,sadece öyle" dedikten sonra cevapladım ama belirli ve net bir cevap gibi görünmüyor. Kafam karıştı ve korkuyorum. Taslağı yazarken kafanız karışmış gibi hissedeceksiniz.

S: Centilmen kelimesi hakkında düşüncelerin nelerdir?

C:Ya senin?

S: Üç nokta.Her  gün daha iyi bir erkek olmak isteyen tutum.Tek başına kalınca bile yalnız hissetmeyen bir adam.Kadınlara karşı nazik.

C:Wow. Ben de böyle düşünüyorum. Bu gerçekten biçilmiş kaftan. Ah! Bence en önemli şey kendine değer biçmemek. Sohbet boyunca,bu tarz bir insan olduğuma karar verdim ve benim kişiliğim de bu şekilde. Kendini yargılamak doğru değil çünkü kendini rasyonelleştirmiş oluyorsun.Annemi ve arkadaşlarımı gözlemleyerek kendim için daha net bir bilgiye sahibim.Sonuç olarak,ilk şey kendini yargılama,ikinci şey ise karşı cinse saygı için sadece tek bir kişiyi sev.


S: Şimdiye kadar yeterince iyi dinlenemedin. Şu an uyuman mı gerekiyor?

C: Bugün.. Saat beşte toplantım var.





ÇEVİRİ : KYelfnr
                LifeLoveBeauty
                feyzahyunah
                Grimmjow Selin 

"While You Were Sleeping" in 7 ve 8. Bölümlerinden Sevdiğimiz 5 Şey Ve Nefret Ettiğimiz 5 Şey.



SBS'nin Çarşamba-Perşembe draması "While You Were Sleeping" in dördüncü haftası ve romantizm ile dolu geçen bölümde savcılıktaki olan olaylarda gerçekten ısınıyor. Bu haftanın bölümlerinin nefret edilen ve sevilen şeyleri neler? Öğrenmek için okumaya devam edin!

1. Sevilen şey: Woo Tak iyi!

Geçen haftanın bölümleri korkunç bir senaryo ile sonuçlandı. Ja Chan ve Woo Tak, Hong Joo'nun bir katille karşı karşıya kalmasından korkuyorlardı ve Woo Tak (Jung Hae In) 'ın bıçakla yaralanarak yarasından kan fışkırıp yere yattığı sahnede bitmişti.
           (Woo Tak nasıl? Woo Tak iyi mi?)

Neyse ki, herkes bu hafta başında iyileşti. Cinayetçi yakalandı, Hong Joo ve Jae Chan hafif yaralanmalarla uğraştılar ve hastanede vakit geçirdikten sonra Woo Tak daha iyi oldu.

2. Sevilen şey: Jae Chan'ın kıskançlığı

Woo Tak ve onun vücut yarasından bahsetmişken Jae Chan'ın çok sevimli kıskanç tarafını ortaya çıkarımış oldukları için de bu sahne için minnettarız.


Zavallı Ja Chan, rüyasında Woo Tak'ın sevgilisine sarılırken gördüğü için bir türlü huzurlu bie şekilde kalamadı.

Ancak Jae Chan'ın onu delirtecek kadar olan kıskançlığı en azından Hong Joo ile olan ilişkisinde ısınmaları için ona işe yarıyor.

3. Sevilmeyen şey: Emniyet kemerleri

Emniyet kemerleri önemlidir. Her zaman emniyet kemeri takmalısınız. Tabii isminiz Jae Chan değilse ve park edilmiş bir arabada oturuyorsanız, ilk öpücüğü düzgün bir şekilde başlatmaya çalışıyorsunuz istisna.

Harika ortam, doğru göz teması, işler iyi gidiyor...

Herhangi bir normal kişi sıkıştığında emniyet kemeri çıkmış olabilir, ancak bu Jae Chan ile uğraşıp duruyor, bu yüzden Hong Joo'nun yüzüne korkunç bir şekilde bakıp duruyor ve eğlenceli geçen acı verici uzun bir dakika boyunca can atıyor.

Sevilmeyen bir şey olarak  olarak emniyet kemerinin bizi bir öpücük için aldattığı gibi, bu sahnenin paha biçilmez olduğunu da inkar etmemek lazım.



4. Sevilmeyen şey: Giderek garipleşen çocukluk entrikaları

Çocukluk hikayesi Je Chan'ın gençliğine ve Hong Joo'nun gençliğine dair ayrıntıları ortaya koyuyor. Ve paylaşılan geçmişleri hakkında biraz daha fazla bilgi edindikten sonra belki de mantıklı gelecektir, ancak şu an için, bu geçmişteki olayların bir kısmı tamamen işe yaramıyor.

Birincisi, genç Hong Joo'nun onu ve Jae Chan'ın babalarını öldüren adamın kardeşine duyduğu kızgınlık biraz şaşırtıcı.

Bu konuştuğumuz katil değil, kardeşi. Hong Joo, babasının kaybıyla açık bir şekilde travmatize edilmiştir, ancak bu, babasının ölümüyle gerçek bir bağlantısı olmayan bir erkeği yargılamak için sert bir yol değil mi?

Daha sonra, genç Jae Chan tatlı zamanlarını Hong Joo ile tartışarak adamı suya batırdığında neden bu adamı boğulmaktan kurtaracaklarını tartışıyor. Ve boğulma.

Son olarak, Jae Chan yapabileceği en tehlikeli kurtarma girişimi sırasında kendi etrafında bir ip bağlamıştı, Hong Joo'ya onu ne zaman çekip çıkacağını nasıl bilmeli ve adamın peşinden dalıyordu. Neyse ki, Hong Joo her ikisini birden kurtarırken, çarpıcı derecede ağlarken ipi yavaşça çekip atar.

Belki de bu daha az sinir bozucu olur ve dramanın neden karakterlerin geçmişlerine geri döndüğünü anlarsak mantıklı olur, ancak şu ana kadar paylaşılan geçmişin şu andaki bağlantıları konusunda belirsizleşti. Umarım daha fazla cevap gelecektir!



5.Sevilen şey: Hong Joo inisiyatif kullanıyor

Hong Joo bir kadın lider olarak etkilemeye devam ediyor ve emniyet kemeri olayından sonra Jae Chan'la ilk öpücüğünü başlatmak için yanaklarından tutup kendisine doğru onu çekiyor.

Sen delisin Hong Joo.

Artık, Jae Chan akıl başından gitmiş gibi görünüyor.


6. Sevilmeyen şey: Woo Tak'ın tek taraflı aşkı.

Tüm işaretler, Hong Joo'ya fena bir şekilde aşık olan Woo Tak'a işaret ediyor ve bu sevdiği kızın sevgisinin karşılıksız olduğunu görmek trajik bir olay.Hayatını tehlikeye attı ve onu korumak için karnına bir bıçak yarası aldı ve hepinizin ona acıyarak baktığını görebiliyorum. Hong Joo ve Jae Chan'in ön kapı da monitöründeki gördüğü öpücüklerine tanık olduktan sonra onun yüzünün haline bir bakın:


Bu incinen, ancak arkadaşları adına da sevinen birinin yüzü gibi ve kalplerimiz onun için ağlıyor  Fakat sorun değil; İçimden Bir ses bana sonunda birini bulmakta zorlanmayacağını söylüyor....

Bazen de olsa, Hong Joo'nun Woo Tak'la ilgili en azından biraz aşık olup olmadığını merak edip merak edemeyiz.
İkinci Erkek Sendromumuzda bize yardımı dokunmuyor bu konıda.

7. Sevilmeyen şey: önyargılı savcılık ekibi

Cinayet şüphesi Do Hak Young (Baek Sung Hyun) kesinlikle biraz zırlak ve güvenilmez gibi görünüyor. Fakat bu onun suçlu olduğu anlamına gelmiyor, Jae Chan ve arkadaşları neden onu baştan mahkum etmeye başlamışlar ki? Daha az önyargılı olmamız gerekmez mi? Woo Tak herkesin Hak Young'ın katil olmadığının farkında olması için ikna edici bir tanık rolü oynuyor.

Ah, ha! "Kanıtlanmış suçlu olana kadar masum" lardan haberdar değiller mi?

Neyse ki, Woo Tak ve Jae Chan, Hak Young'ın yanlışlıkla suçlanmasını önlemek için birlikte çalışabilirler. Ancak bu arada, bu insanların geri kalanı için biraz daha inancımızı kaybettik.
        

8.Sevilen şey: itiraf

Aşk hikayesi gerçekten bu hafta başlıyor ve kendisini ve Hong Joo'yu reddettiği zamanlardan sonra Jae Chan sonunda onun için hislerinin olduğunu itiraf etti. Ani ve beklenmedik bir şeydi, ancak şikayet etmiyoruz.

Belki şimdi, sonraki tehlikeli kaçışlarından biraz önce, gerçek, mutlu bir çift olmaya başlayabilirler mi? Lütfen?


9.Sevilen şey: Hong Joo'nun moral inancı

Yoo Beom (Lee Sang Yeob) ve, Hong Joo şüphelisi Hak Young'ın okul kayıtları ve ceza tarihe karışırken, Hong Joo'nun elinde oldukça hikaye olma potansiyeli vardı. Ancak Hong Joo, başka bir muhabirin yapmış olabileceği şeyleri yapmak ve yalnızca bir tartışma başlatmak için bilgiyi bırakmak yerine, kendisinde kalmasına karar verdi.

Hong Joo, Hak Young'ın geçmişi ne olursa olsun masum olduğunun farkındadır ve biz de adamın adına çamur atmak istemeyen Hong Joo'nun ahlaki bütünlüğüne hayran kalabiliriz.

10.Sevilmeyen şey: bolca uçurumlar

Pek çok soru, çok az cevap var! En önemlisi, Woo Tak'la ne oldu? Seneryo, bilmediğimiz, gizemli, muhtemelen karanlık geçmişi olduğunu ima ediyor ve bu sinir bozucu.

Bu sır ne olursa olsun, umarım kötü değildir; bu karakter çok sevimli!

Ve adalet için üç sesli kahramanımız, Hak Young'ın davasının henüz bitmiş olmayabileceğini düşünüyor - Yoo Beom'un ona yardım edebilmesi değil, özellikle de Hongjoeo'nun 8. Bölümün sonundaki rüyasının ortaya çıkmaması doğru olan.


Fakat önümüzdeki haftaya kadar beklemek zorunda kalacağız!

Çeviri:Damla

24 Ekim 2017 Salı

WHILE YOU WERE SLEEPING 5- 6. BÖLÜMDEN HEPİMİZİ ÖLDÜREN 11 AN



Bazı dar kaçışlar, bir cinayet davası ve (ahh) heyecanlı bir sonla SBS draması "While You Were Sleeping" üçüncü haftasında işler ciddileşti. Ancak tüm bu dramın ortasında dahi, gösteri bize hala en şirin ve komik anlarından bir miktar vermeyi başardı. Ciddilerden  çok ciddi  olmayana bizi öldüren 5. ve 6. Bölümlerden 11 anı düşünelim!

1.HONG JOO'NUN İŞE DÖNME CESARETİ


Hong Joo (Suzy) işini bıraktı çünkü hayatını tehlikeye atacak bir rüyada öngörüyordu. Tutkulu bir muhabir olarak, vazgeçtiği yıldan bu yana işini özledi. Bu nedenle, etkileyici bir kararlılıkla, Hong Joo, korkunun hayatına egemen olmasını reddetti ve işe geri dönme vakti geldiğine karar verdi.


                                               
                                                    Yürü  be Hong Joo

Hong Joo'nun annesi ayrıca, kızının kararını desteklemek için kendine ait endişelerini bir kenara bırakarak, hatta Hong Joo'nun eski çalışma kıyafetlerini kendisi için temizleyip ortaya koyuyor. Bu anne-kız ekibinin cesaretine hayran kalabiliriz!      




2. HONG JOO İÇİNDEKİ V.I.P'Yİ SERBEST BIRAKTI

BIGBANG'ın "Fantastic Baby" şarkısı çıktığında herhangi bir K-pop fanının bildiği gibi dans edemeden duramazsınız - ve Hong Joo'nun bunun farkında olduğu için mutluyuz, çünkü banyo solo dans partisi sadece komik:
                                                                         Çalış

Öldür onu



                                                         Muhteşem bebeğim!


3. PAHA BİÇİLEMEZ TIRAŞ OLAYI

Hong Joo, yanlışlıkla Jae Chan (Lee Jong Suk) ve kardeşiyle birlikte biraz utanç verici kişisel ayrıntıları paylaşarak bizi kahkahayla öldürmeye başladı.





Elbette, Anne (Hwang Young Hee) sahneyi daha komik hale getirmek için çok zarif olmayan bir hasar kontrolü yapmak için kendini alır ... tam olarak durumu iyileştirmemiş olsa da.






4. LEE YOO BEOM CİNSİYET AYRIMCISI OLARAK SESLENİLDİ

Zaten Yoo Beom'dan (Lee Sang Yeob) hoşlanmamamız için yeterli sebep yokmuş gibi bir de bu hafta biraz cinsiyetçi olduğunu açıkladı.


                         
                                 Şükür ki bu kadın yargıç devreye girdi




                                                  Feminizm:1 , Yoo Beom: 0

5. JAE CHAN'İN YENİ KEŞFEDİLEN TEMİZLİĞİ


Jae Chan bu halden




Buna dönüştü


Bir şeylerin olduğunu biliyorduk.



                                                       Kardeşler en iyisini bilir

Hong Joo, Jae Chan'e ev hayatını rüyalarında gördüğünü söyledi. Bu nedenle Jae Chan'in sadece onu etkilemek için temizlediği açıktı; ancak tatlılığın ötesinde onu inkar etmeye çalışması onu durdurmuyor Saklamanın bir faydası yok Jae Chan, ondan hoşlandığını biliyoruz!


6. HONG JOO JAE CHAN'IN İŞ ARKADAŞLARINA DERS VERİYOR

Hong Joo akıllı ve iyi bir konuşmacı ve bunu göstermekten korkmuyor. Jae Chan'in meslektaşları, öğle vakti anlaşmazlığını çözmeleri için görüşlerini istediğinde,onların nutku tutuluyor ve öğle yemeği dua ritüelinde akıllıca analiz etmesinden etkilendiriyor.




                                                             Kız malını biliyor


Bu bilgileri Jae Chan'ın inançlarına bağlı kalarak onun iş arkadaşları arasında en güvenilir ve titiz olduğunu kusursuz bir şekilde kanıtlamak için kullanır.





7. JAE CHAN ELİNİ ÖDÜNÇ VERİYOR


İş yerinde ilk gününde Hong Joo karşıya geçmek için gergin halde tereddüt ediyor. Fakat aniden Jae Chan, elini tutup karşıya geçerken kendisine ihtiyacı olan destek ve güven artırmayı teklif ediyor.





Yeterince tatlı değilmiş gibi, o anda Hong Joo'ya, ona bakmaya devam edeceğini ve şu ana kadar bu çiftin en güzel sahnelerinden birini yaparak onu korumak için orada olacağına dair güvence verdi.





8. YOO BEOM KAYBETMEYE BAŞLIYOR

Yoo Beom şu ana kadar drama boyunca çok aşağılık davrandı, fakat serin imajına rağmen, kötü davranışları nihayetinde ona psikolojik olarak zarar vermeye başlar.





Neredeyse onun için üzülüyor olabiliriz, ancak sadece bir katilin bilerek özgürce yürümesini sağladığını düşünürsek, çatlaklar göstermeye başladığı için tatmin edici.

9. HONG JOO VE JAE CHAN ZAMANI USTALIKLA KULLANIYOR

Bu ikili gittikçe daha da havalı oluyor. Geçmişten geleceğe birbirlerine ipucu bırakarak hayal güçleriyle şimdi daha fazla deneme yapmaya başlıyorlar.




Günümüzdeki Hong Joo,  geçmişteki Jae Chan'e nerede ve ne zaman başı dertte olduğunu anlatıyor ve  günümüzdeki Jae Chan gerçekleşmeden önce hayalini kurduğu için Hong Joo'yu kurtarabiliyor. Biraz kafa karıştırıcı ama aynı zaman da müthiş

10. ERKEKLERİN KAHVALTI SIKINTILARI

Yetişkin olmak zor ve bu dizideki çocuklar her zaman bizi güldüren yemek yapma ile sürekli bir mücadeleye sahipler.


Ve Seung Won (Shin Jae Ha) So Yoon'a harika bir şef olduğuna dair telefonda güvence verdiğinde, uskumruğunu hareket ettiriyor:


                                               Hangisi bize getirir...

11.SUBWAY'İN BÜYÜK GİRİŞİ

Bu drama harika oldu ve her nedense biraz boş hissettiriyor; çok, çok önemli bir şey eksikmiş gibi ....



İşte geldik, bu daha iyi.




                                    Ah Subway, biz de ne zaman çıkacak diye merak ediyorduk!

Subway ürün yerleşimi olmayan bir K-drama var mı? Neyse ki, sevdiğimiz karakterlerin Subway sandviçleriyle bolca besleneceğini bilerek artık rahat olabiliyoruz.


KAYNAK : Soompi
ÇEVİRİ: LifeLoveBeauty