Son zamanlardaki diziler artık size sıkıcı mı geliyor? Güzel, sizi içine çekip takıntılı hale getirebilecek, gecelerinizi süsleyecek bir dizi mi arıyorsunuz? Eğer arıyorsanız (ya da aramıyorsanız bile), bayanlar ve baylar aradığınız dizi işte burada! Yayınlanan ilk iki bölüm çoktan izleyicileri mükemmel ve fantastik ögelerle buluşturdu (anında ezberleyip, gün boyu mırıldanacağınız dizi müziğinden bahsetmiyorum bile).
**KARAKTERLER**
Bu hafta yayınlanan bölümde birkaç farklı karakterlerle tanıştırıldık ve bunlardan hiçbiri tahmin edebileceğiniz türden karakterler değil. Kadın başrolümüz Nam Hong Joo, insanlara yardım etmek isteyen nazik, sevimli, genç bir bayan. Kehanet misali gördüğü rüyaları değiştirememek onu hüsrana uğratıyor ve yer yer onu kaba biriymiş gibi bir konuma düşürüyor. Rüyalarında gördüklerini engelleyebilmesi için onu her fırsatta yüreklendirmeye çalışan annesiyle çok yakın bir ilişkileri var.
Jung Jae Chan ise, sık sık egoist ve geri zekalı olarak yanlış anlaşılan sevimli ve iyi bir insan. Her yanlış anlaşılmaya iç çekip, şüpheyle yaklaşan bu yakışıklı savcı karşısında kalplerinizin erimemesi imkansız. Bir diğer taraftan, dışardan bakınca sadık ve iyi kalpli olarak gözüken avukat Lee Yoo Bum, etrafındakileri umursamayan, herhangi bir şeyi başarma hevesi olmayan bir korkak olarak dizinin aptalı konumunda. Göründüğü gibi olmayan insanları ele alışı açısından harika bir hikaye.
**HİKAYE AKIŞI**
While You Were Sleeping dizisinde zaman dümdüz bir çizgide değil... Onun yerine, gidip gelen ve değişkenler içeren bir içeriğe sahip. Seyircilerin kafasını karıştırmadan, diziyi güzel ve şiirsel olarak ele almışlar adeta.
İlk birkaç dakika, Hong Joo’nun Jae Chan’a Sevgililer Günü’nde karlı bir havada, sıkıca sarıldığını görüyoruz. Bu, Hong Joo’nun gördüğü rüyalardan biri ve kendisi pencereden onun ve kardeşinin mahalleye taşınmasını casus gibi izlerken, o adamla asla buluşmayacağına yemin ediyor. Jae Chan kapısını çaldığında lafını ağzına tıkması, izleyicilere sevimli bir aşk-nefret ilişkisi gösterecek gibi duruyor.
Hızla bir diğer sahneye geçelim, Hong Joo’nun yolu, rüyasında benzin istasyonunda gerçekleşen patlamada öldüğünü gördüğü bir adamla kesişiyor. Hong Joo ve annesi, adama sigarayı içmemesi için yalvarıyor ama beklenildiği üzere adam onları takmıyor ve gidiyor. Hong Joo’nun annesi, bir zafer edasıyla adamın çakmağını alıyor ve çalmalarının işe yarayıp yaramayacağını soruyor. Fakat Hong Joo umutsuz bir şekilde kafasını sallıyor ve “fark etmez, hiçbir şey değişmeyecek” diyor. Tabii ki işe yaramıyor çünkü adamın arabada yedeği olduğundan sigarasını yakmaya çalıştığı an alevler içerisinde can veriyor.
**UYARI: Aşağıdaki paragraf, 1.Bölümden spoiler içeriyor**
Hong Joo rüyasında annesinin ölümünü ördüğünde işler ilginçleşmeye başlıyor. Rüyasında uzun saçlı olduğunu gören Hong Joo, gözyaşları içerisinde rüyasında gördüklerini engellemesi umuduyla saçlarını kesiyor. Ağlayarak annesine; “Saçlarımı bir daha asla uzatmayacağım” diyor. Fakat annesi için duyduğu endişe nedeniyle Sevgililer Günü’nde bir kazaya karışıyor ve 8 ay komada yatıyor. Hong Joo uyandığında saçlarının uzadığını ve annesinin öldüğünü öğreniyor. Kalbi kırık bir şekilde, kimsenin araba kazasında aslında neler olduğuna inanmaması yüzünden ve bu kabus gibi hayatını sonlandırmak istemesinden dolayı hastane çatısına tırmanıyor. Jae Chan onu çatıda buluyor ve atlamaması için ona yalvarıyor ama onu yakaladığında kız ellerinden kayıyor... Daha sonra Jae Chan uyanıyor.
Tekrar Sevgililer Günü geliyor, Jae Chan çok gerçekçi ve tuhaf rüyadan ayılıyor. Gün geçtikçe rüyasındaki olayın gerçekleşme riskinden dolayı endişeleri büyüyor ve Hong Joo’nun ölüm anını bir türlü gözlerinin önünden silemiyor. Umutsuz bir şekilde bu acı olayı engellemeye çalışıyor.
Daha fazla detay vererek suyunu çıkarmayacağım fakat eğer eşsiz bir dizi, olay örgüsü ve karakterler arıyorsanız işte karşınızda!
https://youtu.be/UoX3jTeVYeo
Kaynak: soompi
Çeviri:-feyzahyunah
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder