Editör Notu:
Büyük bir plazada kaybolmak ve çılgın kutlamalar arasında huzurlu kalmak
isteyen bir adam. O tüm bunları sahne ışıkları altındayken hayal ediyor. O bir
aktör olmasına rağmen Lee Jong Suk tercihleriyle set kurallarından kaçınıyor.
S1: Bugün bu iki
fotoğrafçıyla özel bir çekim yapmak nasıl hissettirdi?
Bugün birlikte çalıştığım fotoğrafçılarla gençliğimden beri
tanışıyorum ve birlikte çok zor zamanlar atlattık. Geleceğimizin belli olmadığı
20’li yaşlarımızın başında tanıştık ve endişelerimizi birlikte paylaştık. Çıkış
yaptıktan sonra çok fazla konuşamadık ama böyle birlikte çalışmak özel
hissettiriyor. İş arkadaşlarıymışız gibi bir his var.
S2: Zor zamanlar
atlattığını duydum. Fakat kariyerin çıkış yapmandan itibaren mükemmel görünüyor
Geçen sene ara vermiş olmama rağmen durmadan sürekli
çalışmaya gayret ediyorum.
S3: Bu süre zarfında
ne yaptın?
Evimden bile çıkmadım. Eğer yaptığım bir şeyi söylemek
gerekirse köpek yavrusu yetiştirdiğimi söyleyebilirim. Önceden bir tane daha
köpeğim vardı ama çok yoğun olduğum için aileme yollamak zorunda kaldım. O
aileme çok bağlandı ve bir süre sonra beni tanımamaya bile başladı. Onlar
normalde köpekleri sevmemesine rağmen köpekler onları kedilerine bağlayacak
kadar akıllı ve anlayışlılardı bu yüzden onlar bana geri göndermek istemediler.
Şimdi iki köpek birlikte mutlu bir şekilde oynuyor.
S4: Uzun bir ara
vermiş olmanın özel bir nedeni var mı?
Oyunculuktan korkmaya başladım. Önceden dizi izlemeyi
severdim. Ayrıca kendi oyunculuğumu adaletlice eleştirmek için kendi güncel
işlerimi de izlerim. Diğer oyuncuların dizilerini izlerken her zaman bir şey
öğreniyorum ama birden artık bunu fark edememeye başlamıştım. Tek seferde çok
fazla dizide rol almanın enerjimi tükettiğini düşündüm böylece dinlenmeye ve
kendimi yenilemeye karar verdim.
S5: Şimdi yeni bir
diziye başladın. Tamamen kendini yeniledin mi yoksa böyle daha fazla ara veremeyeceğini mi düşündün?
Doğruya en yakını söylemem gerekirse başka seçeneğim yoktu.
Bu kadar uzun süre hiç böyle ara vermemiştim. Hala ne olacağı hakkında
korkularım var ama bu daha iyi olmayacaktı. Bu yüzden hareketlenmeye karar
verdim. Oyunculuk kursuna gittim ve yeni oyuncuların performanslarını izledim. En
küçük fırsatlara bile önem verdiğim zamanları hatırladım ve belki geri dönmem
gerektiğini düşündüm.
S6: Çıkış yaptığın
zamandan bu yana daha cesur görünüyorsun ya da daha kararlı ve tutkulu
-Önceden utangaç ve cesaretsizdim. Çıkış zamanlarımda
çektiğim “High Kick 3” ve “School 2013” bile yeni ünlü aktörlerin yetenek
gösterileriyle seçildiği dizilerdi. Bunu şaşırtıcı şekilde utanmadan bitirdim
ama devamında beni başarı korkutmaya başladı. Kendi oyunculuk yeteneklerimi
değerlendirmeye başladım.
S7: Hiç düşüş
yaşayacağını düşündün mü?
Sanırım işime ara vermeme çok büyük bir sebep değildi. Daha
doğrusu öyle düşünüyorum çünkü doğuştan gelen oyunculuk yeteneklerimi göstermek
istiyorum. Ayrıca şimdi alışılagelmiş yeteneklerim yerine yeni bir yöntem
kullanarak yeni rolümü nasıl ifade edeceğim konusunda endişeliyim. Farklı
rollerin oyunculuklarının değişime uğrayışını karşılaştırırsak, kişinin sesini
ve tavrını değiştirmek şu an en popüler yöntem. İzleyiciler aktörün
performansını görmeden hemen konuşmaya başlayacak. ”Bu aktör bağımsız bir
filmdendi ve bu diğeri de önceden modeldi.” Bu tarz önyargılar. Hiçbir zaman
öncesinde böyle fikirlerden bahsetmedim ya da vurgulamadım. Ama çıkışımdan önce
film ya da dizi çekmiş olmama rağmen modellikten gelmiş aktör etiketi yedim.
Oyunculuğuma konsantre oldum çünkü bu tarz kalıplaşmış düşünceleri yıkmak
istedim.”Doctor Stranger” “Hot Blooded Youth” çekimleri boyunca elimden gelenin
en iyisini yapmaya çalıştım ve sonrasında “Pinocchio” yu çektim. Senarist Park
Hye Ryun ve yönetmen Jo Soo Won ayrıca elemanlarıyla çok sevdiğim bir takımdı,
diziyi çekmeyi kabul ettim. Ama sahneleri kontrol ettiğimde Pinocchio’ daki
oyunculuğumu daha iyi buldum. Usanmış şekilde tüm çabamla çekim yapmaktansa,
serbest bırakıp rahat bir şekilde olmak daha doğru. Buna hayret etmiştim.
S8: Yeni dizin “W” 20
Temmuz’da yayınlanacak. Partnerin Han Hyo Joo ile birlikte çalışmak nasıl
hissettiriyor?
Dizinin kendisi çok zor ve dürüst olmak gerekirse denemem
gerektiğini düşündüm. Çünkü ilk iki bölüm çok ilgi çekiciydi ve benim rolüm
nispeten azdı. Rolümün sonrasında önemli bir rol olacak kadar büyüyeceğini
bilmiyordum.(güler) Bunu bitirebilirsem çok şey öğrenebileceğimi düşündüm. Bu
zor olmasına sunbaem Hyo Joo noona bana çok fazla yardım etti. Onun kamera
çekim yapmadığında bile bana olan tavrı için minnettarım. O hayal ettiğimden
daha neşeli biri.
S9: W’nun ana karakteri Kang Chul olağanüstü
yetenekli, zengin ve iyi bir itibara sahip fantastik bir karakter. Bu hayali
kişi olağanüstü. İzleyicilere bu karakteri gerçeklik katarak vermek zor olmalı,
doğru mu? Bu rolü nasıl canlandırıyorsun?
Yazarın yarattığı karakter çok erkeksi ve havalı. Ama
senaryonun içine girdikçe karakteri bazen şakacı ve küstah buldum. Tümünü
hesaba katarsak karakter problemi çözerken ciddi ama tedbirsiz. Bu bazen beni iki
kişi arasında uygun bir denge bulmamamı gerektirdi. Ama ben yazılan
karakterimden daha çok yaşımdan ve genç görünüşümden dolayı endişeleniyorum. Kasıtlı
olmamasına rağmen alçak tonda konuştuğum yerler vardı. Özellikle gerçek ve
fantastik dünya arasında farklı oynamak istemedim. Seyircilere gerçek olduğu
hissini verdirmem gerektiğini düşündüm. Tabi ki gerçeklik ve hayal arasında bir
fark var. Dizi fantastik ve karakterler sahte ama bunu yapabileceğimi
düşünüyorum. Oynarken problemleri çözmek için kendime güvenim var. Bu her
zamankinden daha zor olsa da en iyisini yapmaya çalışacağım.
S10: ”I Hear Your
Voice” “Doctor Stranger” “Pinocchio” yer aldığın tüm diziler yüksek izleyici
reytinglerine sahip.Senaryo seçmede gelişmiş iyi bir göze sahipsin gibi görünüyor.
Senaryo seçerken senin için en önemli unsur nedir?
Kendim de büyük bir dizi severim ve çok fazla dizi izledim. Filmlerdense
dizi izlemeyi tercih ediyorum. Çoğu kadın izleyicinin beğenebileceği aşk
hikayeleri için ben de aynı şeyleri hissediyorum. Yüksek izleyici reytingine
sahip dizilerin, her sahnesinin arkasında gizli bir anlam saklı sanatsal
filmlerden daha ilgi çekici olduğunu düşünüyorum. Dinlemeyi sevdiğim müzik her
zaman Melon top listesinde olur. Aslında sözleri kolay anlaşılır şarkıları “Boom
Shakalaka” gibi sözleri zor anlaşılır şarkılara tercih ediyorum.(güler) Bu
benim kişisel zevkimden dolayı mı bilmiyorum. Belki halkın hislerine sahibim. Bazen
bir senaryo okuduğumda onun hemen başarılı olabileceğinin hissini alabiliyorum.
S11: Boş zamanın süresinde
dizi izledin mi?
Uyumadan önce genellikle kendi dizimden 1-2 bölüm izlerim. Bu
eğlenceli çünkü eski dizilerim sayesinde gelişimimi görebiliyorum.
S12: Diğer dizileri
izlerken özellikle oyuncuların yeteneklerine mi dikkat edersin?
İlk başta genel olarak oyunculuğa ya da sahnelerin
birleşimine dikkat ederim. Çok popüler bazı dizilerde bile bilerek planlanmış gibi görünen bazı romantik sahneleri izlerken
rahatsız ediyor ve seyirci huzursuz hissediyor. Bir öpüşme sahnesini
düşündüğümde hangi açının daha doğru ve hoş duracağına dikkat ederim. Bence bir
öpüşme sahnesi sadece gölgesini gösteren bir tam görüntüyle bile iyi görünmeli.
S13: Gerçekten çok detaylı
bir gözlemcisin. Doğduğundan beri hep böyle meraklı mısın?
Çok meraklı ve oldukça hassas biriyim. Kendimi başkalarının
yanında hemen küçük görebiliyorum. Benim yaşımda olan mükemmel oyuncular var.
Aynı yaşlarda olmamıza rağmen onlar kadar iyi bir oyunculuk hiçbir zaman
sergileyemeyecekmişim gibi hissediyorum. Ben büyüme çağımda daha az iniş ve
çıkışlar yaşadım. Bir problemi çözememem ya da şansın bana uğramaması gibi
durumları çok fazla yaşadığımı söyleyebilirim. Mimiklerini çok fazla kullanması
gereken bir oyuncu olarak bazen hayattaki başarısızlıklar işimiz için bir
kaynak olabiliyor. Böyle zamanlarda kendimi eksik buluyorum. Örneğin ağlamam
gereken bir sahne oluyor ama hafızamda sakladığım çok fazla anım yok. Dizi ve
filmlerden yararlanabilirim ama bu yöntem de oldukça sınırlı.
S14: Bu kadar hassas
olmak sana engel olmuyor mu?
Çok fazla. Çok çabuk incinebilen kırılgan kalpli biri
olduğumu kabul ediyorum. Hassas kalbim yüzünden herhangi bir haber ya da küçük
bir olay varsa işimi etkileyebiliyor. Menajerime bile eğer beni şok edecek bir
olay varsa bust çekimini (yüz odaklı fotoğraf çekimi) tamamladıktan sonra
söylemesini istedim çünkü tüm duygularım yüzüme yansıyacaktı. Bir bira sloganı
var: “Hiçbir şey yapmazsan, hiçbir şey olmayacak.” Ben aslında hiçbir şeyin
olmadığı tarzda bir hayat seviyorum.
S15: Sakin bir hayat
istiyorsan fener bekçiliği ya da ona benzer bir iş yapman gerekmez miydi?
Halkın ilgisinin ve sevgisinin üstünde olduğu bir işi nasıl seçtin?
Tabi ki çok sık övgü aldım. Buna rağmen ilk başlarda
korkuyordum.
S16: İçe dönük bir
karakter ile müthiş iradeli bir rol oynaman inanılmaz duruyor.
-Çünkü işimi seviyorum ve dizilerimin başarılı olup daha
fazla izlenmesini istiyorum. Bu benim işim ve istediğim gibi olursa bu beni iyi
hissettirir. Dizideki karakter kurgulanmış biri ve benim yüzüme sahip olmasına
rağmen benden farklı bir insan. Bu yüzden her dizi farklı bir fantastik
dünyadır. Bir romantik dizide bile saçımı ve makyajımı yapmam gerekiyor böylece
gerçek hayattan daha mükemmel duruyor. Böyle mükemmel kişi olabilmek için
çalıştığımda benim dünyam da genişliyor.
S17: Bir röportajında
halkın istediği “Çiçek Adam” ya da “Mükemmel Çiçek Çocuk” tasvirine alıştığını
ama aslında maço bir oyuncu olmak istediğini söylediğini hatırlıyorum.
Yoksun olduğum görüntünün türünde bir şeyler yapmak çok
istiyorum. Aktörler arasında Lee Min Ho ve Kim Woo Bin gibi güçlü ve geleceğini
belirlemiş kişileri severim. Tarafsızca bu tarz bir görüntüyü elde edebileceğim
konusunda şüphelerim var. Bu yüzden cinayet dizileri ya da çok fazla erkeksilik
gerektiren bir dizide oynamak istedim. Geçen sene düşündüğüm birkaç proje vardı
ama en sonunda korku ve belirsizlik yüzünden vazgeçtim. Hala 20’li
yaşlarımdayken öncelikle kendi yeteneklerimle devam etmek istiyorum. “W” sadece
ortasında, bu dizide ne kadar gidebileceğimi görmek için denemek istedim.
S18: W’ da atıcı bir atlet olarak gözüküyorsun. %100 aşırı dikkat
gerektiren bir sporun senin için uygun olduğunu düşünüyor musun?
Beden eğitimi dersinden nefret eden
bir öğrenciydim. Gözlemci öğrenciye 1000 won ya da bir çörek verirdim böylece
sınıfta durmama izin verirdi. Son zamanlarda ağırlık çalışması yapıyorum.
Projelerim için olsa da yüzme ve masa tenisi de öğrenmem gerekti. Hiçbir şey
yapmayan biri için her türlü şeyi öğrenmem gerekti. Bir gün bir oyuncu
arkadaşımla birlikte “Siyah Kuğu” izliyordum ve sunbae noona “Biz sanatımızı
gerçekten kolayca üstlenebiliyoruz.”dedi. Natalie Portman dizide gerçekten
harika bir balerin olabilmek için çok çalışmış olmalı. Bunu onun arka
kaslarından ve dans edişinden söyleyebilirsiniz.
S19: Seni ne mutlu eder?
Seyahate çıkmak ya da deniz kenarından
yemek satın almak… Bu gibi şeyler. Ben özel bir seyahate ihtiyaç duyan
tiplerden değilim, bir ya da iki gün evde kalsam bana yeter. Bu benim ünlü olmamdan ya da çok fazla
insanın bulunduğu yerlere gidersem insanların bana dik dik bakmasından endişelenmemden
değil. Evimden çıkmayı eskiden beri sevmem. Param olmadığı zamanlarda ve sadece
5000 wonum olduğunda iyi bir yemek yemek yerine eve gitmek için taksiye
binerdim.
S20: Son zamanlarda yaptığın en eğlenceli şey ne?
Bir gün ezberlemem gereken çok fazla satır
vardı bu yüzden gece 1-2’ye kadar senaryo çalışıyordum. Canım birden kızarmış
biber çekti ve birlikte yemek için menajerimi aradım ama onu gecenin ortasında
dışarı sürüklediğim için kendimi kötü hissettim. Sonrasında bahsine futbol
oynadık. Oyunların nasıl oynandığını gerçekten bilmiyorum bu yüzden
kaybettiğimi sandım. Biraz para bile verdim. Sonunda elimden gelenin en iyisini
yapmıştım ama ona 300.000 won civarı kaybettim ve karşılığında kızmaya
başladım. Ama bu benim hayatımın sadece kısa bir bölümü. Eğer içki içebilseydim
bir sürü insanla tanışabilirdim ve birçok hoş restoran öğrenebilirdim. Ama
içemiyorum bile…
S21: Sosyal medya hesaplarında kişisel şeylerden bahsetmiyor musun?
Fotoğrafları ayarlayıp bazı
emojilerle yükleyen bir menajerim var. İnsanlar emojilere tutkulu olduklarından
onlarda anlam bulmaya çalışıyorlar ama ben bunun biraz tehlikeli olduğunu
hissettim. Bu yüzden ifadelerimi daha aza indirmeye çalışıyorum. İnsanların
beni bitkin olarak tanımasına izin verirsem bunun yanlış anlaşılmaya neden
olacağından endişeliyim. Birine mesaj atarken bile duyguları incinir diye en
ufak ayrıntılarıyla bile uğraşırım. Eğer bu insan mesajı sadece kelimelerle
yorumlarsa konu daha da çarpıtılabilir. Bu yüzden arkadaşlarım Instagram
kullandığında ana sayfamı kontrol ederken bir yandan kendimi memnun ediyorum ve
herkes iyi, mutlu bir hayat yaşıyormuş gibi hissediyorum.
S22: Kedinde en çok güvendiğin şey nedir?
Detaylarda inatçıyımdır. Kendi
oyunculuğumu kontrol ederken eğer sevmediğim bir şey varsa onu tekrar tekrar
300 kere izleyebilirim; tam çekim, bel çekimi, göğüs çekimi… Eğer kendimde iyi
bir nokta olarak sayabilirsek o zaman bu.
S23: Yeni biriyle arkadaş olamıyorsan peki elemanlarınla nelerden
konuşursun?
Ben çok az konuşurum.
Diyaloglarımız genellikle bugünün programını sormakla sınırlı. Herkes kendiyle
uğraşıyor, hepimizin kendi çile ve duyguları var. Sorunlarımı kelimelere
dökmekte zorlanırım bu yüzden etrafımdaki insanlarla gerçekten sohbet etmem.
S24: Önceden hazırlanmış dizilere uymuyormuşsun gibi görünüyor
Sanırım çok bitkin olurdum. Dizi
yayınlandıktan sonra iyi yorumları görmek oynarken aşağılık duygusunu yenmem
için bir motivasyon oluşturuyor. Bu sefer maalesef dizi çekimi erken başladı ve
bu yüzden motivasyon almam için herhangi iyi bir yorum almadım. Senaryo yayın
gününden birkaç gün önce çıkıyor ve sen bölümü yetiştirmeye çalışıyorsun. Vücut
çok yoruluyor ama izleyicilerin yorumları bana enerji veriyor.
S25: Oyuncu olmasaydın ne yapıyor olurdun?
Muhtemelen hiçbir şey. Ailem bir
pansiyon işletiyor belki orda onlara yardım ediyor olabilirdim.
S26: İçine kapanık olduğunu söylüyorsun ama endişelerini ve zayıf
yönlerini röportajlarda sürekli paylaşıyormuşsun gibi hissettiriyor.
Gerçek hayatta biriyle sürekli
konuşmak gibi bir şansım yok. Her 6 ayda bir liseden arkadaşlarımla
buluştuğumda bile sürekli geçmişte olmuş aynı şeylerden bahsediyoruz. Bir
insanla gün içinde ve gün dışında çalışırken sohbetimiz sadece günlük
konuşmalarla sınırlı kalıyor. Bir topluma girince yeni bir arkadaşlık çevresi
kurarsın ve söylediklerinde dikkatli olmaya çalışırsın bu yüzden mümkün
olduğunca az konuşuyorum. Röportajlar boyunca sizler soru sorduğunuzda onlara
cevap vermek kendimi yeniden keşfetmek için bir besinmiş gibi hissettiriyor.
S27: Son zamanlarda kalbini acıtan bir düşünce oldu mu?
Eğer onları sınırlandırabilsem
onların mümkün olduğunca hepsinden kurtulmak isterdim. Sonuç hemen
gözle görülmese de bu sırada kendimin yeni bir yönünü gösterebilirim, değil mi?